
Saftim, saftiriktim... Taa ki arkadasim Taki ’nin ne mal oldugunu anlayana kadar. Ev arkadasim olan Taki bana o güne kadar kendini bir melek gibi tanitmisti. Fakat bir gün isten eve döndügümde Taki ’yi nisanlim Gülveren ’e takarken yakaladim. Taki, hayatimda ilk defa gördügüm birbirinden degisik pozisyonlari ardi ardina siraliyor, nisanlim Gülveren ’de bir porno yildizi ustaligiyla Taki ’den asagi kalmiyordu. Yaklasik 20 dakika bu sehvet gösterisini içim kan aglayarak seyrettikten sonra Gülveren ’in “Beni duvara yasla öyle oturt“ lafiyla kendimi 70m.lik tramplenden havalanip 4 takla, 1 salto attiktan sonra bos havuza çakilmis gibi hissettim. Bu igrenç sova daha fazla dayanamazdim. Kapiyi hizlica çarpmam bile Gülveren ’in sehvet çigliklari ve Taki ’nin zevk horultulari arasinda kaynayiiiip gitti. Merdivenlerden inerken 3 numarada oturan bayan hentbol A milli takimlar eski teknik direktörü Billur Lörçe kapiyi aniden açip önüme atlayarak “Sizin dairden çok garip sesler geliyor, neler oluyor“ diye sordu. Nisanlima kötü basiyorlar diyemeyecegim için, 2 kat alttan bile ayni yataktaymis gibi net gelen seslere aldirmayip “valla ben hiçbir sey duymuyorum“ deyip kendimi disari attim. Büyük ihtimalle yukardan gelen seslerle ilgili soru soracak olan ve önüme atilan kapici Aplik efendiyi de ters yöne hamle yaparak ekarte ettim. Nereye gidecegimi bilmiyordum. Bir ara memleketim Bolivya’ya bile gitmeyi düsündüm. Aptal aptal dolasirken cep telefonum çaldi. Telefon ekraninda Gülveren aradiginda çikan ‘Sensiz olmaz‘ yazisini görünce aci aci gülerek telefonu kapatmaya yeltendim. Fakat neden bilmiyorum parmagim ‘yes‘ tusuna gitti. Hiçbir seyden haberim yokmus gibi davranarak “Efendim Topiş ’im“ diyerek telefonu açtim. Gülveren bitkin bir sesle “Çik çik kendimi asiri yorgun hissediyorum beni havuza götür“ derken arkadan Taki ’nin nefes sesleri geliyordu. Utanmaz herif bir de seks sonrasi sigarasini yakmak için olsa gerek 30 yillik zipposunu saklatti. “Topis ne sesiydi o” dedigimde “Komodinin üzerinden ikimizin parkta çektirdigimiz resmimiz düstü, canim” dedi. “Tamam canim seni bir saat sonra evden alirim” deyip telefonu kapattim. Bir saat sonra Gülveren ’i alip havuza gittim. Her zamanki gibi ona karsi yakin davraniyor, arada yaptigim esprilerle ortami samimilestirmeye çalisiyordum. Gülveren bana hiç aldirmayip kendini havuzun klorlu sularina birakti. Firsat bu firsat deyip gerilip kosu mesafesi alarak hizla havuza dogru yönelip benden profesyonel bir hareket bekleyenleri hayal kirikligina ugratarak herkesin çok iyi bildigi çivileme stilde havuza daldim. Amacim dipten sinsice gidip Gülveren ’in ayaklarina yapisip onu dibe çekerek öldürmekti. Yaklasik 37-38 m. dipten gittikten sonra klordan gözlerim kanlandi, bir sey göremez oldum ve yönümü sasirip mecburen su yüzüne çiktim. Gülveren balik gibi yüzmeye devam ediyordu. Havuzdaki çocuklardan birinin deniz gözlügünü alip tekrar daldim. Yaklasik ayni mesafe dipten gittikten sonra Gülveren ’in ayaklari net olarak karsimdaydi. Sinsi ve seri bir hareketle sag ayagina yapisip Gülveren’i dibe çektim. Yaklasik 10 sn. Gülveren ’i dipte tuttuktan sonra asagilik yosma sol topugunu var gücüyle suratima oturttu. Hatirladigim son sey bu... Kendime geldigimde hastanedeydim. Doktorun söyledigine göre deniz gözlügünün camı sol gözümü kör etmis, burnum kirilmis ve ön dislerimden birini akcigerimin derinliklerinde bulmuslar. Bulanik olarak hayal meyal gördügüm doktora son bir gücümle soru sormak istedigimde agzimdan “Dokfor iyifelefekmiyim?” gibi bir cümle çikti. Doktorda bana ümitsiz vaka edasiyla bakarak “Narkoz birazdan etkisini gösterir, biraz uyu” dedi. Yalniz ve soguk hastane odamda uykuya dalmadan önce son hatirladigim sey Gülveren ’le Taki ’nin seks sovlariydi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder