
Düğün canlandırıcısıydım. Yani, basının kabul edilmediği düğünleri; yanıma bir karı ve birkaç da figüran alıp canlandırıyor, sonra pazarlıyordum. Karım fiksti: Dühendan.. Figüranlar: Sinbad, Kivi bey, Kapçık, Röportaj, Patrik Ahmet, Rowenta, Kasıt Üzeyir ve Barfly. Son düğün elimizde patlamıştı. Ama yine de yövmiyelerini istiyordu, isimlerini saydığım bu rezil insanlar... “çocuklar bir ibne düğünü çekelim, olay olur, 2 katı paraya satarız, paralarınızı öderim” dedim. Röportaj, çay söyledi. “s.kicem çayını, cevap ver ulan” dedim. “ben herkes için konuşamam Torun abi, simetri yapma” dedi. Bir anlamı yoktu. Kivi bey, “hangi ibne evleniyor ki?” diye sordu. “Kivi abi, ibneler gizli evlenir büyük çoğunlukla, o yüzden yaratabiliriz de” diye cevap verdim. Uzun ve doğru düzgün bir cümle olmuştu. “vay vay vay” dedi Barfly. “kitap mı okuyorsun Toruncum” diyerek de, gevrek gevrek güldü. Paralarını vermiş olsam “hayır anneni s.kiyorum” derdim ama gerginliğin üzerine gitmenin gereği yoktu. “Bilirsin ben sadece duvara bakarım” dedim. Ve ortamı yumuşatmak amacıyla “ha ha ha” diye de güldüm. Hala öküz gibi bakıyorlardı suratıma. “Abi biliyorsun elektriğimi mühürlediler, odun almam lazım ayrıca” dedi Patrik. “ananın önündeki” diyememenin acısını çekiyordum. “tamam o zaman, ibne düğününün cast’ını açıklıyorum” dedim. “Patrik s.kici oluyor, Kivi bey varlıklı bir verici” der demez, Kivi “orada dur” dedi. Ve sanki asilzadeymiş gibi suratıma bakmaya başladı. “Ne?” dedim. “Biliyorsun, oğlum askerden döndü” dedi. İçim sıkılmıştı. “ibne olarak mı döndü” deyiverdim. Kivi bey, çaycı Birben’e dönüp “benim iki elma ne kadar?” diye sordu. Rezil insanlara yalvarma pozisyonuna gelmiştim. Vazgeçtim, aniden ayağa kalkıp koşmaya başladım. Buna anlam veremeyen insancıklar topluluğu da peşimden koşmaya başladı. Sebilgüzar uçurumuna kadar koştum. Yol tükenmişti, aşağısı uçurumdu. Ben de tükenmiştim. Nefes nefese “atlayacağım aşağı” dedim. Kimse tınmadı. Ben de atladım. Şu anda bu hikayeyi cehennemde, cerahat çukurunun içinde zebani bana dayamışken yazıyorum. Rüşvet verip dünyaya yollayacağım; siz sevenlerim okusun diye.